13 Eylül 2010

Türkiye 64-81 Amerika

0 yorum
        Tebrikler 12 Dev Adam, tebrikler Bogdan Tanjevic, tebrikler Türkiye... Bize bu günleri yaşatan herkese inanılmaz teşekkür etmemiz gerekiyor. Sağolun, varolun....

        Maçın analizini yapmaya gerek yok fakat kupayı alamamızın 3 nedeni olduğunu düşünüyorum: dün Sırplar karşısında çok yorulduk, ilk yarıda ki hakem hataları(affedilmez), ellerin titremesi(heyecan). Ama ne olursa olsun bize bu sevinci yaşatmaları bile yeter.

        İlk 5'e seçilen Hidayet Türkoğlu'nu gönülden tebrik ederken MVP seçilen Kevin Durant'i de unutmamak gerekir. Dünya'nın en iyi 5'ini de şöyle sıralayabilirz: Teodosic, Hidayet Türkoğlu, Durant, Scola ve Kleiza...

SALON: Sinan Erdem Spor Salonu

HAKEMLER: Christiano Maranho, Luigi Lamonica, Juan Arteaga

TÜRKİYE (64): Cenk Akyol, Sinan Güler, Ömer Onan 7 (1 asist), Ersan İlyasova 7 (11 ribaund), Semih Erden 9 (2 ribaund), Kerem Tunçeri 7 (2 ribaund- 5 asist), Oğuz Savaş 3, Kerem Gönlüm 4 (6 ribaund), Ender Arslan 6 (1 asist), Ömer Aşık 5 (4 ribaund), Hidayet Türkoğlu 16 (7 ribaund- 1 asist)

ABD (81): Chauncey Billups 4 (3 ribaund- 2 asist), Kevin Durant 28 (5 ribaund), Derrick Rose 8 (1 ribaund- 6 asist), Russel Westbrook 13 (6 ribaund- 3 asist), Rudy Gay 6 (4 ribaund), Andre Iguodala 4 (5 ribaund- 3 asist), Danny Granger, Stephen Curry 3, Eric Gordon (1 ribaund- 2 asist), Kevin Love (1 ribaund), Lamar Odom 15 (11 ribaund), Tyson Chandler























12 Eylül 2010

Türkiye 83-82 Sirbistan

0 yorum
       Daha yeni kendime gelebiliyorum, ne olduğunu anlamış değilim. Bu takımla sonuna kadar gurur duymamız gerekiyor, bu anları bizlere yaşattıkları için. Final maçının hiçbir önemi kalmadı bende şu an. Fark yemedikten sonra yenilsek bile sonuna kadar ayakta alkışlanması gereken bir 12 Dev Adam'a sahipiz.

      Maçı yorumlamaya gerek yok çünkü maçı, basketbolcular ve basketbol yorumcuları bile yorumlamıyor. Sadece bir iki şey söylemek istiyorum. Maçı, her oyuncunun katkısı olsada 2 oyuncunun getirdiğini düşünüyorum: Kerem Tunçeri, Semih Erden. Kerem Tunçeri, takımda en fazla sevdiğim oyuncu, Semih Erden ise hal ve hareketlerinden dolayı neredeyse hiç sevmediğim oyuncu. Bu maçı ikisinin getirmesi beni çok mutlu etti.

      Ayrıca Galatasaray, Fenerbahçe ve Trabzonspor gibi bazı kulüplerimizin bu tarihi olaya yer vermesi sevindirici. Sizleri yine fotoğraflarla baş başa bırakmadan önce son kez altın madalyaya doğru adım adım hareket eden basketbolcularımızı en içten dileklerle kutluyorum.

      Edit: Başbakan Tayyip Erdoğan'ın prim verme olayı, oyuncuları yarın ki maç için motive etme konusunda etkili olabilir, tam zamanında ortaya çıkmış bir olay bence.










11 Eylül 2010

Esat Karaberberoğlu Hayatını Kaybetti!

0 yorum

        Bugün bu haber verilir mi be arkadaş! Basketbol Milli Takımı'nın yarı final maçını büyük bir zevkle izleyecekken içime bir burukluk girdi. Allah rahmet eylesin. Kısa bir bilgide vereyim isterseniz:

        Kardemir Karabükspor'un yardımcı antrenörü Esat Karaberberoğlu, antremanda geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. İlk müdahalenin Şirinevler Devlet Hastanesi'nde yapıldığı bildirildi fakat doktorlar bu hüzün haberi de verdiler. Bizde buradan Esat Karaberberoğlu'nun ailesine, sevenlerine, Karabük camiasına ve spor camiasına başsağlığı diliyorum. Allah sabır versin... :(

9 Eylül 2010

Türkiye 95-68 Slovenya

0 yorum
        Bence fazla söze gerek yok, şampiyonlığa doğru ilerliyoruz. Önümüzde ki rakip Sirbistan, geçen yıl yendiğimiz bir takım. İnşallah onlarıda geçip altın madalyayı alacağız. Maçı izlemek büyük bir zevkti fakat maç sonu Hidayet Türkoğlu'nun sevinci görülmeye değerdi. Bu savunma devam ettiği sürece önümüzde duracak takım yok, tabi ki taraftar desteği olmazsa olmaz. Zaten sayı bulma gibi bir sorunumuz yok. Oooo oooo Türkler uçuyor, Türkler uçuyor. Benca aşağıda ki görüntüler herşeyi özetliyor.








7 Eylül 2010

Bursaspor & Valencia Maçı Bilet Satış Programı

0 yorum

        Bursaspor'un Şampiyonlar Ligi C grubundaki ilk karşılaşının biletleri 11 Eylül'de genel satışa sunulacak. Valencia ile karşılaşacak olan Bursaspor'un bilet satış programı şöyle:

        Genel Bilet Satışı Yapılacak Olan Satış Noktaları :
  • Biletix Web Sitesi
  • Biletix Çağrı Merkezi
  • Fima Market Satış Noktası
  • Exxe Mağazası Satış Noktası
  • Çetin Famıly Mağazası Satış Noktası
  • Bursa Atatürk Stadyumu Ana Gişesi 
       
        Bilet Fiyatları:
  • Vıp Tribünü 1.Sıra : 600,00 TL
  • Vıp Tribünü 2…6. Sıra : 400,00 TL
  • Kapalı Tribün : 250,00 TL
  • Maraton : 100,00 TL
  • Kapalı Kale Arkası : 50,00 TL
  • Açık Kale Arkası : 30,00 TL
  • Misafir Tribünü : 30,00 TL 
       
        Ayrıca biletler 11 Eylül 2010 tarihinde saat:10.00 ‘dan itibaren genel satışa sunulacakmış. Bursa Stadyum'unda ki gişeler ise saat 10.00 ile 19.00 arasında hizmet verecekmiş. Dikkatimi çeken bir noktada şu: Misafir Tribünü biletleri yurtiçinde satışa çıkmayacakmış, anlamış değilim. Avrupa da bizi temsil eden iki takımdan biri olan Bursaspor'u bu gibi maçlarda yalnız bırakmayalım, o stadı Valencia'ya dar edelim.(gaza geldim :)) Daha fazla bilgi için Bursaspor resmi sitesine göz atabilirsiniz!

Nostalji & Hakan Artış: "Kara Sinek"

0 yorum

        Fenerbahçe forması taşıdığım ve renk aşkının ön planda olduğu yıllardan birinde tüm takım o zamanlar Lütfi Kırdar Spor Salonuna çok yakın olan Maçka Otelinde kampa girmiştik. Ertesi günü Galatasaray maçı olduğundan bizim bu maça motive olabilmemiz için otel askeri kışla gibi ziyaretçilerle dolup dolup taşıyordu. Sakın şikayet ettiğimi sanmayın aksine gösterilen bu ilgi hepimizi fazlasıyla mutlu ediyordu.

        Akşam yemeğine gelen Başkan ve yöneticiler, eski basketbolcu abilerimiz aile büyüklerimiz ve gece boyunca tezahüratlar eşliğinde bizi baklavayla besleyen cefakar amigolarımız önderliğinde muhteşem taraftarlarımız o gecelere ayrı bir renk katarlardı. Fakat tüm ziyaretçiler gittikten sonra büyük bir sessizlik içinde bütün gece boyunca milyonlarca insana karşı taşıdığımız sorumluluktan dolayı stresten gözümüze uyku girmezdi. Bu gecelerde birbirimizle yaptığımız odalar arası su savaşları, telefon şakaları, korkutmacalar, eşek şakaları ve şaka oyuncakları ile gecemiz renklenirdi.

        O günler hemen her şeyden tiksinen bizim Necdet abimiz (taraftarın baba Necdet’i)  özellikle sofralarımızın en aranılan kişisiydi. Onun her şeyden tiksinmesi bizi daha çok tahrik ederdi. Tiksindirme hareketinden sonra yiyeceğimiz küfür veya kafamıza alacağımız darbeler bile umurumuzda değildi. Sapıklar gibiydik onu kusturma planları bile tasarlıyorduk. Karşısında oturup ağzımızdaki lokmayı çiğnedikten sonra ona gösterir ardından yemeğine kıl koyar masayı terk ettirip köftelerini paylaşırdık. Ayrıca tüm balgamlı hikayeleri kafamıza bir bardak veya sırtımıza bir bıçak gelme tehlikesi olmasın diye birkaç metre öteden anlatırdık.

        İşte o günlerden birinin akşam yemeğinde ben, bir gün öncesi şaka dükkanlarından aldığım hakiki karasinekten ayırt edilemeyecek şekilde yapılan kopyasını, Necdet abiyle nasıl tanıştıra bilirim hesaplarını yapıyordum. Necdet abinin kaçışı yoktu. Tüm takım planlı bir şekilde akşam yemeğine oturduk. Tam ortamızda kalmıştı. Zaman onun aleyhine çalışıyordu. Derken yemek geldi ve içecek olarak bizim favorimiz portakal suyu idi. Çünkü turuncunun içinde karasinek kılları ile çok net bir şekilde göze çarpıyordu, anlayacağınız albenisi fazlaydı ve  her birimizin tabağının yanına çok şık bardaklarda portakal suyu servisi yapıldı.

Hakan Artış

3 Eylül 2010

Nostalji & Ömer Onan: "Cephaneni Unutmuşsun!"

0 yorum

Akdeniz oyunlarına katılabilmek amacı ile İtalya’nın Bari şehrine gitmek için tüm ekip Yeşilköy Atatürk Havalimanında buluşmuştuk. Kötü hava şartlarından dolayı heyecanlı, zor fakat eğlenceli bir yolculuktan sonra Bari’ye varmıştık. İlk günkü rakibimiz olan Arnavutluk ile karşılaşacaktık. Bir saatlik otobüs yolculuğundan sonra spor salonuna varabildik.

Maçın başlamasına az bir süre kaldığından doğruca soyunma odasının yoluna koyulduk. Hepimiz çantalarımızı açmış maç için malzemelerimizi çıkarıyorduk ki Serkan Erdoğan çantasını açar açmaz bir çığlık patlattı ardından da “Allah kahretsin çantada ayakkabılarım yok, her halde otelde unutmuşum” dedi.

Bende durur muyum? Hemen saldırıya geçtim. “Ne adamsın yahu bu senin yaptığın savaşa geliyorsun ama cephaneni getirmiyorsun gibi bir şey, iyi de cephanesiz savaşı nasıl kazanacaksın. Bırak savaşı ayakkabısız maça nasıl çıkacaksın“ dedim. Ardından da alaycı bir tavırla da gülmeye başladım.

Bu olaydan daha birkaç dakika geçmemişti ki çantamı şöyle bir yokladıktan sonra oda arkadaşım Onur Aydın’a “formam sende değil mi ?” diye sordum. Onur’da formanın kendinde olmadığını belirtince bu sefer çığlıyı ben patlatarak, dudaklarımdan acıyla ”eyvah, formam otelde kaldı”  yakarması döküldü. “Gülme komşuna gelir başına “ misali ayakkabısını otelde unuttuğu için devamlı kafa bulduğum Serkan Erdoğan’ın hışmına uğramıştım sanki.

Entresan olan Arnavutluk maçını kazanmıştık, hem de Serkan Erdoğan’ın iyi oyunuyla. Ben oynayamamıştım, hatta maça bile çıkamamıştım, o zaman ki menajer Doğan abi omzuma buz koydurarak beni medyaya karşı sakat olarak göstermişti. Çünkü formam yoktu. En komiği de ayakkabılarımı galibiyette en büyük pay sahibi olan ve forması olan Serkan Erdoğan giymişti.

Ömer Onan

1 Eylül 2010

Fatih Tekke Beşiktaş'ta!!!

0 yorum

        Beşiktaş, Rubin Kazan'da forma giyen 33 yaşındaki Fatih Tekke'yi renklerine bağladı. 2 yıllık sözleşme imzalayan Fatih Tekke, Beşiktaş'a ucuza maal oldu. Beşiktaş bu transfer karşılığında Rubin Kazan'a 750 bin euro bonservis bedeli ödeyecek, Fatih Tekke'ye ise yıllık 1.5 milyon TL garanti para ve maç başına 40 bin TL para ödeyecek. Bu transferin Beşiktaş'a yararlı olmasını temenni ediyoruz.

       

Joseph Yobo Fenerbahçe'de!!!

0 yorum

        Fenerbahçe, Everton'lı defans oyuncusu Joseph Yobo ile anlaştıklarını açıladı. Açıklamada oyuncu ile kiralık olarak anlaşıldığı belirtildi. Yarın İstanbul'a gelecek olan Yobo, Nijerya Milli Takımı'nda da oynuyor. Bu oyuncunun Fenerbahçe'ye hayırlı olmasını temenni ediyoruz.

        Belki bunlara bakma istersiniz: Fenerbahçe, Everton, Profil